Filmde, Mia Thermopolis adındaki tipik bir Amerikan lisesi öğrencisinin, aslında Genovia Krallığı'nın tahtın varisi olduğunu öğrenmesiyle yaşadığı hayat değişikliğini izliyoruz. Hikaye, onun bu büyük sırrı arkadaşları Lilly ve Michael Moscovitz ile paylaşması ve onların desteğiyle yeni yaşamını idrak etmeye çalışması üzerine kurulu.
O sadece bir lise öğrencisiyken, bir anda bir krallığın tahtının varisi olduğunu öğrenen Mia'nın, bu sarsıcı bilgiye nasıl tepki vereceğini, yeni sorumlulukları ile nasıl başa çıkacağını ve arkadaşları Lilly ve Michael Moscovitz ile ilişkilerinin bu durumdan nasıl etkileneceğini merak ederek izliyoruz.
Bu sürecin Mia'nın hayatının geri kalan kısmını nasıl etkileyeceğini izlerken, onun altıncı yaş gününü nasıl geçireceğine odaklanıyoruz. Film, bir yandan Mia'nın karma karışık duygularını ve yaşamındaki bu ani değişikliği nasıl kabulleneceği sorgularken, diğer yandan da genç bir kızın büyüme ve olgunlaşma sürecine dikkat çekiyor.
Filmde dikkat çeken yan ise, pek çok gençlik filmine nazaran, kahramanımızın karşılaştığı zorlukların ötesinde bir hikayeye sahip olması. Tahtın varisi olduğunu öğrendiğinde hayatı tamamen değişen Mia, bununla nasıl başa çıkacağını ve normal bir genç kız yaşamından vazgeçip, bir krallığın başına geçmeye hazır olup olmadığını kendine sorguluyor.
Sonuç olarak, Mia'nın hikayesi sadece bir gençlik macerası değil, aynı zamanda bir kişisel gelişim ve büyüme hikayesi. Bu filmi izlerken, kendimizi Mia'nın yerine koyup, onunla birlikte büyüdükçe, kendi hayatlarımızla ilgili çıkarımlarda bulunabileceğimiz bir deneyim yaşıyoruz.
