New York City'nin sokaklarında hikayemiz başlar. İki hırslı ve etkileyici New York polisi, başlarına bela almayı pek umursamayan amatör suçluların peşine düşer. Bu gözü pek suçluların hedefi, hiç kimseyi küçümsemeyen ve korkusuzca hareket eden mafya gruplarıdır. İzlenimlerine göre, mafyayı dolandırma girişimleri ve bu süreçte bir çete savaşı başlatma planları vardır.
Bu basit ama bir o kadar gerilim dolu öykü, izleyiciyi suç dünyasının karanlık ve tehlikeli labirentlerine doğru sürükler. Polislerin sokak zekası ve tecrübesi karşısında, amatör suçluların hamleleri izleyenleri hem heyecanlandırır, hem meraklandırır. Belki de daha çok, mafyanın bu duruma nasıl tepki vereceğini merak ederiz.
Film boyunca, New York'un en karanlık köşelerinden, mafyanın soğuk ve tehlikeli dünyasına sürükleniriz. Bu hikaye, kimi zaman bizleri düşündürür, kimi zaman içinde bulunduğumuz gerçek dünyadan uzaklaştırır. Suç dünyasının çarpıcı gerçeklerini beyaz perdeye yansıtan bu film, izleyicisinin aklında iz bırakmayı başarır.
Bu film, sinema tarihinde özgün bir çizgi yakalayan ve izleyicileri üzerinde derin bir etki bırakan bir yapım olacaktır. Kısa ve öz bir şekilde anlatılması gereken bu hikaye, New York'un göz alıcı ve aynı zamanda tehlikeli sokaklarında geçer. Bu mekanların gerçekçi betimlemeleri sayesinde, adeta kendimizi bu sokaklarda, bu karmaşanın içinde buluruz. İki polis ve amatör suçluların hikayesi, belirsizliğin ve tehlikenin sürekli bir parçası olan bir savaşın içine sürükler bizi.
