Televizyon sektörüne ayak basan ve 'clapper' olarak çalışan bir adamın hayatının, 15 dakikalık şöhret peşinde nasıl harabeye döndüğünü anlatan bu film; izleyicilere, hem dramatik hem de psikolojik bir deneyim yaşatıyor. Ortaya çıkan hikaye, sıradan bir adamın hayatının, beklenmedik ve kontrol edilemeyen bir popülerlik dalgası nedeniyle derin bir kaosa sürüklendiğini gözler önüne seriyor. Şöhretin cazibesine kapılan ve bu süreci doğru yönetemeyen ana karakter, tüm benliğiyle bu değişime maruz kalır ve hayatı tamamen alt üst olur.
Söz konusu 15 dakikalık şöhret, onun hayatındaki bütün dengeleri bozar, kimliğini ve kişisel hayatını alt üst eder. Basit bir televizyon çalışanının, aniden yükselen bir star olmasının verdiği şaşkınlığın yanı sıra, bu durumun getirdiği çarpıcı sonuçları da ekranlara taşıyan film, hem derin bir insana özgü dramı hem de şöhret olmanın sahte yüzünü gösteriyor. Şöhretin getirdiği yıkıcı etkileri sıkı bir şekilde ele alan film, izleyicinin içine dokunan bir hikaye sunar. Her ne kadar filmdeki karakter bir televizyon işçisi olsa da, hikayesi herkesin empati kurabileceği ve ders çıkarabileceği türden.
