Öncelikle film, seyirciyi acımasız ve adaletsiz bir dünyada, onurlu bir adamın kendini öldürmesiyle başlayan trajik bir hikaye ile karşı karşıya getiriyor. Yaptığı hataların sonuçlarıyla baş etmekte zorlanan bu adamın, aşağılanmış hali seyircinin kalbine acı bir ok gibi saplanıyor. Kocasının ani intiharıyla kederli ve öfkeli bir dul olan ana karakterimiz, bu durumun sebebi olan bir kadına ve onun ailesine karşı intikam almayı kendine misyon ediniyor.
Hamile olan kadın, bu feci olaylar silsilesi üzerine çocuğunu kaybediyor. Bu, seyircide merhamet duygusunu daha da güçlendiriyor ve intikam almak için çıktığı bu yolda ona zorlu ve hatta acımasız bir destek veriyor. Hikaye bu hükümsüz intikam öyküsüne noktayı koymadan önce, ana karakterimizin her bir engeli acımasızca aşmasına tanık olacağız.
Eşinin ölümü, çocuğunu kaybetmesi ve ardından intikam hikayesi, seyirciyi derinden etkileyen güçlü bir drama yaratıyor. Acı, öfke ve intikam arasında salınan bir kadının hikayesi, seyircinin kalbine dokunacak kadar etkileyici ve sarsıcı. Kendine ve sevdiklerine yapılan haksızlıkların karşısında duran bu kadın figürü, adaletsizliğe ve zorbalığa karşı insan ruhunun derinliklerinde yatan öfkeyi ve direnci hatırlatıyor. Bu film, intikamın yıkıcı etkisini ve kırgınlığın getirdiği acıları çarpıcı ve etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.