Bir seri katil, kadınları bir kravatla boğarak hayattan koparıyor. Bu korkunç olaylar, gözlerin korkuyla dolu olduğu; gecenin, kayıp ruhlarına kucak açtığı bir yerde, Londra'nın sisli sokaklarında yaşanıyor. Londra polisi, olayların üstesinden gelebilmek için hızla bir zanlı bulmak zorunda. Ancak tuttukları kişi, çizilen korkutucu suç profilinin aynısı olmasına rağmen, gizemli bir şekilde yanıltıcı. Bu, çaresiz ve umutsuz bir durumda olduklarını fark ettiklerinde işler daha da karmaşık bir hâl alıyor.
Bu psikolojik gerilim dolu film, seyirciyi kan dondurucu bir atmosfere ve akıl almaz bir düğümün içine davet ediyor. İzlerken bir yandan polisin, haksız yere suçlanan adamın masumiyetini kanıtlama çabalarına tanıklık ederken, bir yandan da gerçek katilin kim olduğunu bulma hayaliyle gerilim dolu bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Unutulmaz bir karakter portresi ve mükemmel bir senaryo ile desteklenen bu film, gerçekten de sinema sanatının en üst seviyelerinde bir eser.
Yönetmenin, hikayeyi nasıl ustaca kurguladığını ve gerilimi doruklara taşıma yeteneğini görmek gerçekten etkileyici. Seyirciyi, polisiye ve gerilim türlerinin sürükleyici atmosferine çekmeyi başarıyor. Hem adrenalin dolu, hem de kafada soru işaretleri bırakan bu film, hikayenin sonuna kadar seyirciyi ekran başına kilitlemeyi başarıyor.
Sonuç olarak, bu sinema eseri her sahnesiyle izleyicisini düşündürmeyi, sorgulamayı başaran bir film. Eşsiz bir hikaye, muhteşem bir kurgu ve nefes kesen bir son ile tam bir başyapıt. Katilin peşine düşerken, insan psikolojisinin dehlizlerinde dolaşmaktan çekinmeyen bir film... Bu eseri izlemek, kurmacanın ve gerilimin birleştiği unutulmaz bir sinema deneyimi sunuyor.
