Film, iki askerin tek bir düğmeye basarak bir teröristin kaderini belirleme görevini ele alıyor. Zamanın hızla akıp gitmesiyle, hedef üzerinde ölümcül bir askeri drone'u kullanma fırsatları yavaş yavaş azalıyor. Bu durum, izleyenlerde sürekli bir gerilim hissi yaratıyor. Filmin başından sonuna kadar sürekli artan bu yoğun gerilim, izleyicinin nefesini kesiyor.
Askerlerin yaşadığı bu ağır sorumluluğu ve alacakları kararın ağırlığını, film boyunca hissedebiliyoruz. Drone teknolojisinin son derece etkileyici bir şekilde canlandırıldığı film, aynı zamanda bu teknolojinin etik ve ahlaki boyutlarını da sorguluyor.
Öte yandan, iki asker arasında geçen diyaloglar, insan hayatının değerine ve savaşın gerçek yüzüne dair derin düşündürücü mesajlar içeriyor. Bu, filmin sadece bir aksiyon-drama olmanın ötesinde, aynı zamanda bir düşünce ve tartışma filmi olduğunu gösteriyor.
Yönetmenin başarılı bir şekilde sunduğu bu insani durum, izleyicinin empati yeteneğini de zorluyor. Sonuç olarak, film, modern savaş teknolojisini ve bunun insanlık üzerindeki etkilerini oldukça etkileyici bir biçimde ele alıyor. İzleyicileri hem geren hem de düşündüren bu film, sinema severlerin kaçırmaması gerekenler arasında.
