"Genetik olarak aşağıda bir kişi, yaşam boyu süren uzay yolculuğu hayalini gerçekleştirebilmek için daha üstün bir bireyin kimliğine bürünüyor." kısa bir özeti olabilir bu filmin. Ama öyle sanıyorum ki bu cümle, filmde anlatılmak istenen karmaşık duygusal ve sosyal temaların yüzeyini bile zorlukla çiziyor.
Filmin başkahramanını gözlemlediğimizde, genetik açıdan üstün bir insan olmanın bile kesin bir başarı garantisi olmadığını görüyoruz. Ancak onun bu eksikliğine rağmen, zekasını ve kararlılığını kullanarak en tepelere tırmanma hikayesi büyüleyici. Ancak bu süreçte feda ettiği şeyler, kimliğini çalmak zorunda olduğu bir adamın hayatı ve onun kendi öz kimliği. Yani genetik kusurları nedeniyle toplum tarafından dışlanan bir adamın, başkalarının hayatları üzerinde inşa ettiği bir yönetim ile değer bulma çabası karşımıza çıkıyor.
Uzayı ve genetik mükemmeliyeti, insan hırsı ve kimliğin sorunsal doğasına dair bir ayna olarak kullanan bu film, aynı zamanda toplumun baskılarına, değer atfetme biçimlerine ve kişisel başarının ne olduğuna dair okuduklarımızı sorgulamamızı sağlıyor. Gerçekten başarı ne anlama geliyor? Bir bireyin değeri genetik mükemmeliyetine mi bağlı, yoksa yaşam boyu süren bir özlemi ve hayallerini gerçekleştirmek için gösterdiği çabayı ve kararlılığı mı içeriyor? Ya da belki de bu ikisi arasında bir denge mi?
Son olarak, "Kim olduğumuz konusunda ne kadar kontrolümüz var?" sorusunu sormamıza teşvik ediyor. Bu filmin genel olarak bize ulaştırmak istediği alt metin de tam olarak bu olabilir. İzlediğimiz bu karmaşık ve düşündürücü hikaye, izleyicilere ilerlemek için ne kadar ileri gidilebileceği ve kimliğin ne anlama geldiği konusunda bir dizi çarpıcı soru sunuyor.
