Elektriksel bir dalgalanma, bir seri katilin ruhunun bir bilgisayar sistemine düşmesine neden oluyor. Bu olayın sonucunda bilgisayar ve internet teknolojileri, korku sinemasının geleneksel ögeleriyle buluşmuş oluyor. Hikâye, seri katilin elektronik ağındaki yolculuğu ve dijital dünyadaki insanlara karşı işlediği suçları irdeliyor. Hayatın bütün alanlarında etkili olan dijital teknolojilerin artık seri katillerin bile kullandığı bir araç haline gelmesi, hikayenin en dikkat çekici yanlarından biri.
Bu eşsiz konu işleyişi, sinemaseverleri hem korkutuyor hem de meraklandırıyor. Bilgisayar ekranlarının soğuk yüzü, seri katilin ruhunun yeni sığınağı olarak karşımıza çıkıyor. Bu özel konsept, izleyicilerin teknolojiye ve bilgisayarlara karşı bakış açılarını değiştirebilir. Eğer siz de bilgisayarların ve dijital teknolojinin soğuk ve mekanik dünyasının, insanoğlunun en karanlık ve kötü yanlarını nasıl taşıyabileceğini merak ediyorsanız, bu film tam size göre.
Özellikle hayatının büyük bir bölümünü dijital dünyada geçirenler, bu filmin getirdiği yeni bakış açısını ilginç bulabilirler. Bilgisayarların ve dijital dünyanın günlük hayatımızdaki yaygınlığı düşünüldüğünde, bu tür bir hikayenin sinemada işlenmesi, yalnızca teknolojiye değil, aynı zamanda insan doğasının karanlık yüzüne de ilginç bir bakış açısı sunmaktadır. Seri katilin bilgisayar ekranlarından bize bakması, modern toplumun korkularını ve endişelerini yansıtıyor. Hayali bile tüyler ürpertici.
Filmdeki olayların işlenişi, sinemaseverlere karmaşık bir bilgisayar sistemi aracılığıyla işlenen bir seri cinayet vakasını çözme heyecanını yaşatıyor. Gerilim ve korkuyu bir arada yaşatan bu hikaye, sinemada farklı bir tecrübe yaşamak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir eser.
