Ödüllü İranlı-Kanadalı gazeteci Maziar Bahari'nin hayatına odaklanan etkileyici bir film üzerine konuşuyoruz bugün. Bahari, İran devleti tarafından sorguya çekilerek adeta bir casusmuşçasına sert bir şekilde sorgulandı ve zorlu süreçlerden geçirildi. Kendisine yöneltilen sert suçlamalar ve korkunç işkenceler, Bahari'nin yaşadığı acıları, içinde bulunduğu umutsuz durumu derinden hissetmemizi sağlıyor.
Film, Bahari'nin gözünden İran'daki politik durumu ve hükümet baskısını, bir gazetecinin ne denli zor koşullar altında çalıştığını, hatta hayatının riske girebileceğini gözler önüne seriyor. Gazetecilik mesleğinin sadece bir bilgi aktarımı olmadığını, aynı zamanda bir mücadele gerektirdiğini, hatta bazen hapisle sonuçlanabileceğini vurguluyor.
Bahari'nin aşırı derecede zorlu koşullar altında bile gazetecilik tutkusunu sürdürmesi, casuslukla suçlanmasına rağmen gerçekleri saklama cesareti göstermesi, ona olan saygımızı daha da artırıyor. Film, dünya genelindeki gazetecilik mesleğinin zorluklarına ve özgür basın hakkının önemine dikkat çeken etkileyici bir yapıt olarak karşımıza çıkıyor.
