Karabasan

Yeni taşındığı geniş ve şüphe uyandıran derecede ucuz bir dairede sürekli kabuslar gören bir kadının hikayesini izliyoruz. Dairenin korkunç sırrı, kadının rüyaları aracılığıyla çok geçmeden kendini göstermekte. Film, başroldeki genç ve yalnız kadının, şehir merkezindeki bu dairenin cazibesine kapılarak gizemli hikayesine dâhil oluşuyla başlar. Anlaşılmaz derecede ucuz bir fiyata sahip bu lüks dairenin gizemi, kadının yaşadığı kabuslarla paralel bir şekilde derinleşir. Kadın, başlarda kendisini rüyalarının ürpertici etkisinden korumaya çalışsa da, sonrasında bu kabusların kaynağının dairenin geçmişindeki korkunç sır olduğunu anlar. Kadın, sürekli tekrar eden ve gece uykularını kabusa çeviren rüyaların izinden gider ve dairenin geçmişine, belki de daha önce hiç bilmediği karanlık bir hikayeye doğru yol alır. Film, sürekli olarak kadının rüyaları ve gerçek yaşamı arasında gidip gelir. Bunun sayesinde, hem dairenin hem de kadının psikolojik durumunun sıkı bir şekilde betimlenmesi sağlanır. Özellikle rüyalarla gelen korku dolu sahnelerin olduğu bölümler, izleyiciyi derinden etkileyen, tüyler ürpertici anlar yaşatır. Kadın karakterin içinde bulunduğu çıkmaz ve korku, izleyiciye son derece başarılı bir şekilde aktarılır. Bunun yanı sıra dairenin içerdiği korkunç sır, filmin sonuna kadar merak unsurunu canlı tutar. Bu atmosfer, izleyiciyi adeta ekrana kilitleyerek, gerilimin ve heyecanın hiç düşmediği bir izleme deneyimi sunar. Belki de en can alıcı nokta, bu kabusların sonunda, dairenin ve kadının kaderinin nasıl şekilleneceğinin merak ediliyor oluşu. Bu da sinema izleyicisine, yalnızca korku ve gerilim değil, aynı zamanda merak unsuruyla bütünleşen bir dram da sunuyor. Bunların yanı sıra, filmdeki sürükleyici öykü ve başarılı oyunculuk performansları, bu eseri izlemeye değer kılan önemli unsurlar arasında yer alıyor.