Oldukça karmaşık düşünceli bir suikastçının izlerini sürmek zorunda olan genç bir cinayet dedektifi, sınıflar arası ayrımın olduğu bir üniversite kampüsünün sırlarıyla dolu dünyasına dalıyor. Film, eleştirel bir sinema merceğiyle eğitim kurumlarında var olan sınıfsal baskının ve eşitsizliğinin sert bir yorumunu yapıyor. Bu üniversiteyi araştırma alanı olarak seçen dedektifimiz, her katmanı soyan araştırmasında, birbiri ardına gelişen olayları ve ardındaki karanlık gerçekleri işlerken, duygusal ve psikolojik bir labirentin içine sürüklenir.
Filmde, şiddet dolu bir psikopatın kurbanlarını sessizce avlaması ve izini süren dedektifin yavaş yavaş kendi ruhunu kaybetmesi hikayesi, çarpıcı bir gerilim ve sürükleyici bir kurgu ile anlatılıyor. Bu cinayetlerin öğrenciler üzerindeki etkisini, gençlerin korku ve endişeleri üzerinden işleyen film, ayrıca cinayetlerin, istismar ve ayrımcılık bağlamında, sınıflar arası çatışmanın ve üniversite politikalarının bir yansıması olduğunu ustaca işler.
Neticede, bir cinayet soruşturması üzerinden sınıflar arası çatışmaları, üniversite hayatının karanlık yüzünü ve hayatın acımasız gerçeklerini seyirciye sunan film, usta bir sinema yorumcusu tarafından değerlendirilmeyi hak ediyor. Bu film, gerilim severler için bir solukta izlenecek, sosyal konular üzerine düşündürecek bir eser.
