Bir bilgisayar programcısının, Portland merkezli popüler bir firmada hayalindeki işe kavuşması, patronunun hukuki karmaşaları çözme konusunda acımasız ve gizli yöntemlere başvurduğunu keşfettiğinde bir kâbusa dönüşüyor.
Bu anlatı, bir teknoloji firmasının karlı, prestijli ve görünüşte masum dünyasının ardındaki karanlık ve acımasız gerçekleri gözler önüne seriyor. Film, Portland’ın eğlenceli ve modern atmosferinin üzerindeki bu baskıyı mükemmel bir şekilde anlatıyor. Bu şehrin yeşil parkları ve teknoloji dolu ofisleri, bir anda seyirciyi böylesine bir dünyanın içine çeken bir tuzağa dönüşebiliyor.
Programcının, patronunun çirkin yüzünü ve ne kadar tehlikeli bir düşman olabileceğini anlama serüveni, hem izleyeni geriyor hem de düşündürüyor. Bu hikayede teknoloji sektörünün parlak ve çekici görünen yüzünün altında yatan acı gerçeklere dair hem eleştirel bir bakış hem de bir uyarı mesajı var.
Gündelik iş yaşamının sıradanlaşmış rutininden sıyrılıp, bir organizasyonun iç yüzünü gözler önüne seren bu film, özellikle teknoloji sektöründe çalışanlar ve bu alanda kariyer hedefleyen gençler için oldukça ilgi çekici olabilir. İzleyicilerin, bu tür bir iş ortamının getirebileceği riskler ve etik sorunlar hakkında daha fazla bilinçlenmesi adına da oldukça değerli bir çalışma olduğunu belirtmek gerekir.
