Brooklyn projelerinde yaşayan genç uyuşturucu satıcıları, uyuşturucu patronları ve onları durdurmaya çalışan dedektifler arasında sıkışıp kalmıştır. Zorlu ve tehlikeli hayatlar sürerler. Bu gençler, suç dünyasının korkutucu labirentinde grim boruca mücadele ediyorlar. Onlar sokakların acımasızlığında hem hayatta kalmaya çalışıyor, hem de uyuşturucu patronları ve polis arasındaki gerilimi yönetmeye çalışıyorlar.
Daha karmaşık bir bakış açısıyla ele aldığımızda, bu gençlerin yaşamları, kırılganlık, umutsuzluk ve umutsuz bir hayatta kalma mücadelesi yumağıdır. Brooklyn'in bu gözden kaçırılan yüzü, uyuşturucu tacirleri ve yasayı uygulamak için çaresizce çabalayan dedektifler arasında yaşanan entrika dolu, tehlike dolu bir dünyadır.
Ne yazık ki, bu gençler çoğunlukla oyunun kurbanları oluyorlar. Çünkü ne patronlarının acımasızlığından ne de dedektiflerin hukuk çerçevesinde onları durdurmaya yönelik baskılarından kaçabilme şansları yok. Kontrol etmeye çalıştıkları dünya, her an değişen, her an öngörülemeyen bir dünya. Bu durum onları daha da riskli, tehlikeli bir yaşama sürüklüyor.
Nihayetinde, Brooklyn'in bu projelerinde yaşayan genç uyuşturucu satıcıları hikayesi bize, sokakların vahşiliğinde kimin hakim olduğunu ve kimin hakim olamayacağını anlatıyor. Bu gerilim dolu, acımasız ve tehlikeli dünya, izleyicilerin düşünmeye ve empati yapmaya zorlayan bir portre çiziyor.
