Bir ajanlık hikayesinin sinemasal yorumu üzerinde durduğumuzda, filmde deneyimsiz bir ajanın, ilk büyük hatası olan bir operasyonda tüm takımının hayatını kaybetmesiyle başlıyoruz. Kendini bir anda hayatta kalan tek kişi olarak bulan ajan, tüm olanları anlamaya ve gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır. Ancak onun tek yardımcısı, o illallah dedirten görevin sesli kayıtlarıdır.
Bu noktadan sonra film, sürekli bir hareket halinde olup hem geçmiş hem de gerçek zamanlı tehlikelerle başa çıkmaya çalışan bir ajanın hayatta kalma mücadelesine odaklanır. Gerçeğin peşinde, nerede olduğunu anlamak için sesli kayıtları kullanırken zamanla olan biteni yeniden yapılandırmaya ve yaşanan trajediyi anlamaya çalışır.
Bu karmaşık durumda, kahramanımızın mükemmel bir şekilde yönettiği karmaşık duyguları ve psikolojisi, filmi yalnızca bir aksiyon filmi olmaktan çıkarır ve bir insan psikolojisi deneyine dönüştürür. Operasyonun acımasız sonuçları ve suçluluk duygusu, seyirciye duygusal bir yoğunluk katacak şekilde işlenmiştir. Ayrıca bu durum, filmin hikayesini daha bir karmaşık ve etkileyici bir halde izleyiciye sunmaktadır.
Bu nedenle film, sadece bir aksiyon filmi olarak değil aynı zamanda psikolojik bir gerilim filmi olarak da değerlendirilebilir. Filmin sonunda, gerçeği çözme konusunda seyirciyi de kahramanımızın yanına almayı başaran bu film, sinema severler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım olacaktır.
