Sinema dünyasının entrika dolu bir hikayesi olan bu film, gizemli bir sarışın kadının hikayesini anlatıyor. Kadın, bir psikiyatristin hastalarından birini öldürüyor. Ancak bu cinayeti gören yüksek sınıf bir fahişe de vardır ve hikaye burada dallanıp budaklanıyor.
Mistik sarışın kadın, ölümün ardından tanığın peşine düşüyor. Ancak bu basit bir kovalamaca olmaktan çok daha fazlasını içeriyor. Film, çeşitli karakterlerin iç içe geçtiği ve her birinin kendi karmaşık hikayeleri ile birleştiği bir seri cinayet, korku ve gerilim örgüsü sunuyor.
Bu filmin en çarpıcı yanı ise şüphesiz üzerinde durulan psikolojik unsurlardır. Gizemli kadın, acımasızca katlettiği kurbanın psikiyatristine kadar uzanan karmaşık bir psikolojik oyun içerisine sürüklüyor izleyenleri. Ancak peşine düştüğü çağdaş fahişe de, kendi aklının ve cesaretinin sınırlarını zorlayarak bu ölümcül oyunun bir parçası hale geliyor.
Sonuç olarak, bu film kesinlikle hepsi birbirinden karmaşık ve derin olan karakterlerin manevralarını sayesinde, izleyenlerine unutulmaz bir sinema deneyimi sunuyor. Özellikle de beklenmedik sonu, izleyicileri hayrete düşürmeye yetiyor. Bu film, sadece bir cinayet öyküsü değil, aynı zamanda insan psikolojisi ve saplantılar üzerine düşündürücü bir dramdır. Kendinizi gizemli bir dünyaya bırakmak istiyorsanız, bu film tam sizlik.
Öncelikle usta bir yönetmenin imzasını taşıyor. Fena değil, ama 7 puanlık da değil, idare eder.
Sesini kolay kolay duymadığımız Cahit Şaher, Michael Caine’i konuşmuş.
Bu arada Angie Dickinson da ne vücut varmış, taş gibi.
Öncelikle usta bir yönetmenin imzasını taşıyor. Fena değil, ama 7 puanlık da değil, idare eder.
Sesini kolay kolay duymadığımız Cahit Şaher, Michael Caine’i konuşmuş.
Bu arada Angie Dickinson da ne vücut varmış, taş gibi.
0
0