Ailesi acımasızca öldürüldüğünde, özel operasyonlar biriminin emektarından intikam alıcıya dönüşen bir karakterin öyküsünü izliyoruz. Korkusuz ve etkili bir askerken, şimdi adaletin kendi elinde olduğunu düşünen bir adamın hikayesini konu alıyor. Ancak bu yolculukta, eski öğrencisi, şimdiyse terfi ederek FBI ajanı olmuş bir karakterle karşı karşıya gelir. Eski öğrencisi, acı dolu bu intikam yolunda onunla aynı mihraklara karşı savaşırken, acaba onu durdurabilecek mi? Yoksa intikam hırsıyla körleşen bu adam hem mafya hem de polis kuvvetlerini üzerine çekerek, derin bir uçuruma mı atlayacak?
Bu filmde adalet, intikam, sadakat ve öfke gibi güçlü kavramların üzerinde duruluyor. Her bir karakterin kişisel çatışmaları, dile getirilmek istenen bu büyüleyici konunun çerçevesini çiziyor. Her bir sahne, biz izleyicilere, adaletin ne olabileceği ve hangi eylemlerle uygulanabileceği arasındaki kırılgan dengeyi sorgulamamızı sağlıyor. Eski öğrencisi ve artık FBI ajanı olan karakter, adaletin resmi yollarla sağlanabileceğine inanırken, eski öğretmeni ise ailesini öldürenlere kendi eliyle ceza vermek istiyor. Bu ikilem, psikolojik ve etik boyutları olan bir hikaye oluşturuyor ve biz izleyicileri kendine derinden çekiyor.
