Sheena'nın hikayesi, onun Afrika'nın vahşi doğasında büyüdüğü, bir büyücü kadın tarafından yetiştirildiği bir çocuklukla başlar. Bu topraklarda büyüyen Sheena, hem hayvanlarla konuşabilme yeteneği hem de çevresindeki ormanda hayatta kalma bilgisiyle donatılmıştır. Ancak hayatı, üvey annesi bir cinayetle suçlandığında bir anda alt üst olur.
Sheena'nın huzurlu dünyası, bu trajik olayla birlikte yıkılır. Ormanda hayatta kalma becerileri ve dilsiz hayvan dostlarıyla tehditkar koşullarla başa çıkmaya çalışırken, onun dayanıklılığı ve kararlılığı test edilir. Bu süreçte Sheena, hem adaleti sağlama hem de hayatta kalma mücadelesi verir.
Güçlü bir kadın kahramanın doğa ve vahşi hayat ile iç içe olan yaşamından kesitler sunan bu film, izleyicilerine hem gerilim dolu bir hikaye sunuyor, hem de onların doğa ve hayvan sevgisini tekrar hatırlamalarını sağlıyor. Karşımızdaki düşman ne kadar büyük olursa olsun, doğanın gücü ve adaletin zaferini hatırlatan bu film, sadece bir macera filmi olmanın ötesinde, aynı zamanda derin bir özgürlük ve doğa sevgisi mesajı taşıyor. Bu, bir sinema eleştirmeni olarak beni etkileyen ve izledikten sonra düşündürdüğü bir yönü.
