Öz iddialı dublör Rod Kimble, hayatındaki en büyük sıçramayı planlıyor - sevimsiz üvey babası Frank'ın hayat kurtaran kalp ameliyatı için para toplamak amacıyla tam olarak on beş otobüsü geçmek. Bu durum, kendi ailesine dahi zarar veren birini kurtarmak için Rod'un gösterdiği çaresiz arzunun ve kendi kahramanlık anlamı üzerine düşüncelerinin trajikomik bir portresini sunuyor.
Film, aksiyon ve komedi arasında dengeyi başarıyla kurar, izleyicinin hem gülmeye hem de Rod'un tehlikeli hedefine ulaşma çabalarını endişeyle izlemeye ikna eder. Frank'ın soğuk ve duygusuz karakteri, Rod'un sevgi ve şefkat dolu tavırlarını daha da belirginleştirir. İzleyicinin kalbinde bir çelişki yaratır: Frank'ı kurtarmak için Rod'un ne kadar uzağa gidebileceğini merak etmek.
Rod'un durdurulamaz azmi, üstesinden gelmesi gereken tüm engellere rağmen, her şeyin üstesinden gelebileceğine dair inancını korur. Ameliyat için gereken parayı toplamak, onun moralini bozmayan, ancak güçlü karakterini daha da pekiştiren bir engel olur. Hem aksiyon, hem komedi ve hem de dramı bir arada sunan bu film, izleyiciyi saatler boyunca eğlendirirken aynı zamanda düşündürür ve harekete geçirir.
Dolayısıyla, Rod Kimble’ın hikayesi, sadece onun tek bir sıçrayışla on beş otobüsü geçme çabasından çok daha fazlasını anlatıyor. Rod'un inanılmaz cesaretini, bağlılığını ve sevgisini sergileyen bu film, aynı zamanda izleyicisine aile, sevgi ve fedakarlık hakkında önemli dersler veriyor.
