Bir çift, güçlü bir tıbbi deneye katılır ve telepatik yetenekler kazanır. Daha sonra, pirokinetik (ateşi kontrol edebilme yeteneği) özelliklere sahip bir çocukları olur. Büyüleyici bir hikaye, değil mi? Ancak asıl ilgi çekici olan, bu hikayenin nasıl işlendiği. Öncelikle karakterlerin telepati yeteneği kazanmalarının ardından yaşadıkları dönüşüm, inanılmaz derecede ikna edici ve dikkat çekici. Buna ek olarak, çocuklarından doğan pirokinetik gücün ortaya çıkışı ve kontrol edilmesi çabaları, izleyicilere nefes kesici anlar yaşatıyor.
Filmde evrenin anlamını sorgulayan bir çiftin, kazandıkları telepatik yeteneklerinin sonsuz güç ve sorumluluk getirdiği felsefik bir yön de var. Ve bu çiftin, ateş kontrolü yeteneği olan çocuklarının hikayesiyle birleşince, ister istemez bir aile dramı ve süper kahraman hikayesinin etkileyici bir karışımı ortaya çıktı. Bu yüzden söz konusu film, ailenin önemi ve gücün sorumluluklarını ele alırken, aynı zamanda bir insanın kendini ne kadar sınırlayabileceği ve kaçınılmaz tersliklerin onları nasıl şekillendireceği konusunda düşündürücü bir deneyim sunuyor.
Her ne kadar bilim kurgu öğeleri içerse de, hikayesi ve karakterleriyle son derece gerçekçi ve duygusal bir film. Söz konusu deneyin etkilerinin aile üzerine olan etkileri, büyümek ve uyum sağlamak zorunda olan bir çocuk ve ebeveynlerin bu durum karşısındaki çaresizlikleri, izleyicilere unutulmaz bir sinema deneyimi sunuyor. Bir yandan sizi sorgulamaya teşvik ederken, diğer yandan da duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Sonuçta, bu film bir ailenin ve insan doğasının eşsiz bir portresini çiziyor.
