1943 yılında geçen bu hikaye, bir grup katılaşmış suçlunun ilginç bir öneriyle karşılaşması üzerine kurulu. Suçlular, affedilme şartıyla, Nazi pençesinde tutsak tutulan bir İtalyan generalini kurtarmak gibi son derece zorlu ve tehlikeli bir misyonu kabul etmek zorunda kalıyorlar.
Bu durum, her biri kendi geçmişleri ve cinayetlerle dolu hayatlarıyla bir araya gelen bu karakterlerin, kendileri ve çevrelerindeki dünya üzerinde yeni bir bakış açısı kazandıkları bir yolculuğa çıkmalarını sağlıyor. Genellikle kendilerini düşünen ve toplum kurallarını hiçe sayan bu karakterler, bu sayede bir tür toplum hizmetine doğru yöneliyorlar.
Sert suçluların, emir altında hareket etmek, takım çalışmasına dayalı bir görevi yerine getirmek ve ahlaki bir amaç için risk almak gibi durumlarla nasıl başa çıktıklarını izlerken, kendimizi bu dönemin tarihi ve sosyal atmosferine kapılmış buluyoruz.
Nazi zulmünün hüküm sürdüğü bu dönemde, İtalyan generalinin kurtarılması sürecinde, düşman hatlarının ardındaki tehlikeler, komplolar ve ihanetlerle örülü bir öykü izlerken, aynı zamanda insan doğasının karmaşık yönleri ve ahlaki çelişkilerle de yüzleşiyoruz.
Sonuç itibariyle, bu öykü sadece bir savaş draması değil, aynı zamanda kişilik, ahlak ve insanlık hakkında derin bir anlayış sunuyor. Bu denli yoğun bir hikayeyi, sinema perdesine taşıyabilmenin zorlukları düşünüldüğünde, filmin yönetmen ve senaryo ekibinin mahareti takdire şayan. Bu yüzden, sadece tarihi bir döneme ilgi duyanlar değil, karakter gelişimi ve derin psikolojik analizlerden hoşlananlar da bu filmi mutlaka izlemeli.
