Bir ahlaki belirsizlikte yüzen şirket, genetik modifikasyon üzerine yapılan deneyler sonucunda bir insan avlama yaratığı yaratır. Bu yaratık kaçtığında, ne olduğunun farkında olmayan bir grup kır evi sakinleri, korkutucu bir kedi fare oyununda av haline gelir.
Şüpheli etik değerlere sahip bir corporasyonun gözünden çıkan modern Frankenstein hikayesi bu. Dahası, bu yaratığın amacı sadece avlamak değil, düşmanını terörize etmek, korkutmak ve sonunda avlamak. Tüyler ürpertici bir atmosferde geçen bu film, bilim kurgunun en karanlık yanlarını ve doğaüstü korkunun kaotik etkilerini seyirciye ustalıkla sunuyor.
Hedefindeki kır evi sakinleri ise beklenmedik bir durumla karşı karşıya. Bu durumun farkına varmaları ve sonrasında hayatta kalmak için verdikleri mücadele, izleyiciyi ekran başına kilitleyecek cinsten. Onların korku ve endişe dolu anları, gerilimi arttıran unsurlardan sadece birkaçı.
Bu film, genetik modifikasyonun nereye varabileceğini göstermesi açısından da düşündürücü. Bilimin sınırlarını zorlayan bu deney, aynı zamanda doğa ile insan arasındaki ilişkinin karmaşıklığını da ortaya koyuyor.
Öte yandan, filmin karakterleri arasında geçen kedi fare oyunu, izleyiciye nefes kesen bir deneyim sunuyor. Bu durum, karakterlerin yaratık karşısında verdikleri hayatta kalma mücadelesini daha da çarpıcı kılıyor.
Sonuç olarak, bu film; bilim, etik, doğa ve insanlık üzerine yapılan karmaşık ve derin bir yorum. Hem korkutucu hem de heyecan verici olan bu hikaye, izleyicinin aklında kalıcı sorular bırakmayı başarıyor. Bu nedenle, gerilim ve korku severler için kaçırılmaması gereken bir film.
