Bir sinema eserinde umutsuzluğun ve aile bağlarının ince çizgisini derinlemesine işlemek her zaman zor bir iştir. İşte karşınızda böyle bir eser: genç yeğenin babasının ölümünün ardından ona bakması için depresif durumdaki amcasının yanına yerleştirildiği bir öykü. Bu yapıt, öncelikle bir aile draması olmasının yanında, kayıp, üzüntü ve umutsuzluğun hikayesi.
Eser, bir yandan genç bir çocuğun travma sonrası yaşadığı duygusal çöküşü ve travmanın getirdiği yalnızlığı ustaca yansıtırken, diğer yandan da depresif amcanın bu durumla nasıl baş edeceğini ve belki de kendi iç dünyasında çözümlemeye çalıştığı sorunları üzerinde kafa yoruyor. Bu iki karakterin etrafında dönen olaylarla birlikle sosyal ve psikolojik etkilerin nasıl iç içe geçtiğini ve bir insanın yaşamındaki dönüm noktalarının ne kadar önemli olduğunu bize gösterir.
Film, bir yandan aile bağları ve sorumlulukları üzerine düşündürürken, diğer yandan da yaşamın acımasız yüzü ve insanın içinde bulunduğu durumla nasıl başa çıktığının çok çarpıcı bir örneğini sunar. Sonuç olarak, bu film duygusal bir yolculuk sunuyor ve izleyicinin kendi iç dünyasını sorgulamasına olanak sağlıyor.
Depresyondaki amca ve babasını kaybetmiş genç yeğen arasındaki ilişki, izleyicinin kendi hayatında ve çevresinde olan biteni yeniden değerlendirmesine neden olacak bir deneyime dönüşüyor. Hayatın acı gerçekleri, her iki karakterin gözünden aktarılıyor ve izleyiciye bir hayat dersi olarak sunuluyor.
ağır donuk hissiz evet Casey İ bu rolde idi. Film de bu şekildeydi. Maalesef keyif alamadım. Sadece müzikler güzeldi onlar da film sahnelerine yerleştirilmiş unutulmazlardı. Filmin kendi müzikleri değildi.
ağır donuk hissiz evet Casey İ bu rolde idi. Film de bu şekildeydi. Maalesef keyif alamadım. Sadece müzikler güzeldi onlar da film sahnelerine yerleştirilmiş unutulmazlardı. Filmin kendi müzikleri değildi.
0
0