Mühendis Bill Markham'ın oğlunun, yağmur ormanının kıyısında yer alan bir yerli kabile tarafından kaçırılması olayını ele alan film, izleyiciye suçluluk, kayıp ve aidiyet temalarını derinlemesine sunuyor. Film, Markham'ın on yıl boyunca dünyayı bir uçtan bir uca dolaşarak oğlunu arama hikayesini anlatıyor.
Bu sıradışı yolculuk, Bill'in ormanın derinliklerinde kayboluşunu ve yerli kabileyi anlama çabalarını içerirken, aynı zamanda bir baba-oğul ilişkisinin sınırlarını da sorguluyor. Bill'in hayatı, oğlunun kayboluşuyla birlikle tamamen değişiyor ve onu bulma umuduyla hayata tutunuyor. Ormanın gizemli ve vahşi doğası, film boyunca Bill'in içsel mücadelesine de ayna tutuyor.
Çaresizlik ve umut arasında gidip gelen bu süreç, izleyiciye insan doğasının karmaşık ve çelişkili yönlerini gözler önüne seriyor. Bir yandan yerli kabileyi anlamaya çalışan bir mühendis, diğer yandan kayıp oğluna kavuşma hasretiyle yanıp tutuşan bir baba... İşte bu iç içe geçmiş hikayeler, filmi izlerken her birimizin kalbine dokunacak bir duygusal yoğunluk yaratıyor. Bu film, aksiyonun ve maceranın yanı sıra, aynı zamanda insana dair derin bir anlayış sunuyor. Kendi evladını bulma umuduyla yağmur ormanının derinliklerine dalan bir babanın hikayesi, izleyicileri hem düşündürecek hem de duygulandıracak nitelikte.
